''Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında Yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında'' (A.H.Tanpınar)

20 Aralık 2011 Salı

Yazmak benim isyanimdi

 

Yazmazsa, gittigimizde ardimizdan bizi sayiklayacak hic birsey kalmaz. Yazmazsak gideriz, kimse gitti demez, unutulur gideriz.
Yazmaliyiz ki tepkimizi gostermeliyiz, icimize attigimiz tepkinin etkisi olmaz.
Agladigin zaman yaz ki, duygularinin zirve yaptigi anda en iyisini yarat.
Bosuna aglamamis ol, bosuna kaybetme onca tuzu.
Olmadi beraber yazalim seninle. Sonsuza kadar varim ben,sen oldugun surece.
Evet, yazmak benim isyanimdi. Senin oldugu gibi, onun oldugu gibi.
Yazdigin kadar varsin ve yazdigin kadar varligini belli edersin. Yazmak yolda olmak demektir. Yazmak gidiyor olmak demektir. Yazmak yazmak demektir.
Yazarlar, bu yuzden yazarlar iste. Yazamazlarsa catlarlar. Daglara taslara haykirmazlar onlar, kagida bagirirlar avaz avaz, kaleme abanirlar ya da tuslara
Yazmanin keyfini yaza bilir birader. Bu herseyden farkli, her seyden yucedir, kimse okumasa da.
Cunku bilir ki dusunen adam, birgun sadece biri okusa bu yazarin basarisidir.

Sevginin dili

Sevginin dili yok derlerdi
Son sevistigim kiz
Sevgi
Oyle bir dili vardi ki
Neyse


Gozumun onunde
Hala sulieti
Yesil karlar uzerinde
Hala ayak izleri


Ucaktan bozma
Bir paravanla
Gonderdik onu okyanuslara
Orada kalakaldi
Bir basina
Mutluydu son gordugumde
Haziran’in son yagmurunda


Simdi nerelerde bilinmez
Aglayan her cocugun
Yanaginda belirir
Ya da akan kanlara
Karisir da belli etmez
Tek bildigimiz iyi kizdi Sevgi
Onu sevenler de


Yarin gec olabilir. onu gormeye
Biz oynayalim yine
Sabahlar gibi, cocuklarda
Tasalanma gecer bu da
Bak kirlangiclar ne guzel yapiyor

Kalpler Eskir Tuylerden


Yuvarlak bir masaydi sevgimiz
Dogaya ve  kitaba
Boyutu degisse de
Ayni sekildi kabaca

Gozlerimiz farkli yerlerdeyse de
Menzilimiz ayniydi
Hedefimiz ayni
Kulvarlar farkli
Deparlar ayniydi

Aglamak farkliydi
Tuzlu yaslar yakarken
Pembelikleri
Sicacik evlerimizde
Somine atesi gibi

Pencereler karliydi
Kis basladigindan beri
Kapilar kilitli
Anahtarlar nerde
Cocuklar ne halde
Bilen yoktu herhalde

Ama bu sefer farkli
Ama bu sefer guclu
Olmaya soz verdik
Ama bilemedik
Seyir farkli sefer farkli

Yanliz dolastik bu yuzyilda da
Digerinde evleniriz dedik de
Bulamadik evin yolunu
Kaybettik kapinin kolunu da
Cocuklar oldu acliktan
Donmus nefesleri arasindan
Bir kus suzuldu somineye dogru
Ve dustu son carpan kalp de
Kirli ve isli bir halde
Kirik bacadan

Costospomos Sibulos


Beyaz golgelerde sabahladim yillarca
Yastik ustune yastik koydum
Dosek ustune dosek

Ve uzaklasti yillar biz sokuldukca
Cocuklar aglasti kirlarda
Islanmis yaban otlariyla

Otlar sarariverdi birgun
Taze yuzlerimiz gibi
Kansiz cansiz kaldi o da
Buz gibi ellerimiz gibi

Hasta edecek bu hirs
Birgun hepimizi
Kazansak ne olur,
Kaybetsek ne olur

Dusunmedik, dusunmeden
Yasadik yasli babalarimiz gibi
Geldigimiz gibi gittik
Biz de yaslandik
Yaslanmak
Zorundaymisiz gibi


Cozemedik yasami
Hayatin amacini
Tanri var miydi, nasildi
Tadamadik, duyamadik zatini
Oylece geldi gecti yillar
Hic bitmeyecekmis gibi


Pireler ucustu yorganlardan
Dosek yangi kul oldu
Geriye kalan bir avuc
Yanik bagirli pire
Ve bitti.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Lambalar

Lambalar
Lambalar gitti
Söndü kibritler
Termitler icti de oldu
Ölümün suyundan

Aglastik gece boyunca
Hep sarildik, hep sarildik
Sicak derimizi eritenceye,
Geberinceye kadar

Ölmek gibiydi onu tasimak
Kalbimde ve kollarimda
Sonsuz varsa, ona dek
Akacak sular dönmeden geri
Ve öpüsecek kirlangiclar
Kuytu karanliklarda

Aglayacagiz bizse sabaha kadar
Nedensiz gibi, neden siz gibi
Olamadik diye
Sabahlara kadar.
Sabah lara kadar
-acimasizdi günes
Ve bizi ayiracak kadar
Kalleş

Lambalar söndü
Lambalar öldü
Öldü kirlangiclar
Öldü ates
Hepimiz öldük hasretinden
Termitlerin.

Termitler öldü
Ve agladik, agladik
Sabah lara kadar.

Alismak Olmamak, Yok Asla

Kambur adamlar var karsimda
Yirmi ucunde hepsi aslinda
Kadinlar olmus, curumus cesetleri
Oysa daha otuz ucunde hepsi
Rahatlayivermis hepsi de
Ulasinca kervan saraya
Ama girememis ki kervan
Saraya!

Ve birakip gitmis anneler
Mis kokularini da goturmusler
Gozyaslari kalmis ardlarinda
Anne farkli kadin farkli

Onlar aglarmis hep, hep aci cekermis
Mis kokulari yanan yureklerinden tutermis
Anneler neden mistir?

Babalarsa coktan
Uzaklasmis islak karadan
Deniz onlari cigerine cekermis
Derince bir nefesle, son bir sefere
Mahsus.
Mahsus yaparmis deniz
Yer yokmus ikinci bir sefere
Kavusmak icin, belki de


Neden gider anneler sorun babalara
Onsuz yapamayiz bilmez mi anne?
Nereye kaybolur ardindan tullerini savurarak
Neden suzulur karanliga o pencereden
Neden iclerimizde kocaman bir delik acarak
Giderler uzaklara? Acitir bilmezler mi bu yara?

Alisir her evlat onlarin yokluguna
Ama ben yapamam ki Baba!
Birseyi yapamadigim zaman kizardin,
Ben sensiz yapamam –biliyorum yine kizdin
Olsun, bana hep kiz, yeter ki ol burda
Gitme diger babalar gibi
Olma diger babalar gibi
Orada birsey yok, tunelin ucu parliyorsa da
Simdiden yansiyan isiktir o aydinlik
Ne olur gitme, gidersen atarlar seni de karanliga
Her babayi attiklari gibi
Evlatlar alisir yokluklarina da
Ben alisamam vallaha
Gitmesin babalar, gitme baba